Hepimizin hayali trafiksiz, gürültüsüz, huzurlu bir yaşam. Ama aynı zamanda tüm ihtiyaçlarımızı giderebildiğimiz ve sosyal hayatın tüm imkânlarını önümüze sunan metropollerden de vazgeçemiyoruz. Peki ikisi bir arada gerçekten imkansız mı? Yaşadığınız yeri seçerek bunu mümkün kılabilirsiniz.

Sosyal hayatınız bir adım mesafesinde olsun

Son yıllarda değişen konut anlayışı sosyal hayatın tüm olanaklarını yaşam alanlarınızla birleştirmeye fırsat tanıyor. Yürüyüş alanları, spor tesisleri gibi aktiviteleri içerisinde barındıran bir sitede sosyalleşmek için kalabalık içerisine girmenize gerek kalmayacaktır.

Yeşil alanlar

Özellikle çocuklu bir aile iseniz ve şehir içerisinde yaşamak durumundaysanız yeni bir ev satın alırken çevresinde yeşil alanların olmasına özellikle dikkat edin. Çocuk oyun parkları ve bahçeler özellikle hafta sonları temiz hava almanıza olanak tanıyacak, kendinizi iyi hissetmenize, ailece güzel vakit geçirmenize neden olacaktır.

Günlük yaşamın stresinden arındıracak bir konfor

Hayatımızın büyük çoğunluğu evimizde geçer ve en kişisel alanımızdır evlerimiz. Bütün bir gün İstanbul’un karmaşası ve iş hayatın stresini evinize geldiğinizde üzerinizden atabilmelisiniz. Farklı tasarım ve mimari özellikler size konforlu bir alan sunuyorsa huzura çok yaklaşmışsınız demektir. İnsan dostu bir tasarım ve estetiği birleştiren bir mimari günün stresini alır götürür, sizi dinlendirir.

İstanbul bir deniz kenti

İstanbul bize her kıyısından denize girme imkânını sunmuyor da olsa deniz manzarasına nazır bir evde yaşamanız mümkün. İstanbul’un yükselen ve gelişen semtlerinden birini tercih ederek bu şansa sahip olabilirsiniz. Örneğin; Kartal. Yeni konut projeleri ile ivedilikle çehresi değişen Kartal, metro hattı üzerinde bulunması, havalimanı ve pek çok AVM’ye yakın mesafesi nedeniyle de tercih sebebi.

Hayata yeni bir adım, her yere yeni bir adım